Testere Dişli Aslan Pençesi, Allcemilla vulgaris adıyla bilinen bitki, halk arasında aslan ayağı, şebnemli, hizmetçi kız, tavşan ayağı, kadın mantosu gibi isimlerle de bilinir.
Daha çok dağlık alanlarda, yükseklerde nemli çayırlarda, orman kenarlarında doğal olarak yetişen bir bitkidir.
Testere dişli aslan pençesi faydaları, bu bitkinin faydalarından yararlanmak için, raf ömrünün bir yıldan az olması gerekir. Fazla sıcak olmayan, nemli topraklarda ve gölgede yetişen bitki, ışığı sevmesine rağmen direkt güneş ışığından olumsuz etkilenir.
Çok eski dönemlerden itibaren kadınların pek çok sorununa deva olmuş bir bitkidir.
Ayrıca terleyen yapraklarıyla yağmur habercisi olarak bilinmektedir. Yaprakların üzerinde biriken terinin cildin tazelenmesinde ve canlanmasında da etkisi bulunmaktadır. Bu özellikle yazın ciltte oluşan çiller içinde etkilidir. Tarihten gelen testere dişli aslan pençesinin faydaları oldukça fazladır.
Çayırlarda ve ormanlarda doğal olarak yetişen bitki, gülgiller familyasına ait yabani bir bitkidir. Dayanıklı ve geniş köküyle, 50-60 cm boyunda çok yıllık otsu bitkinin içeriğinde tanen ve uçucu yağlar bulunur. Sarıdan yeşile giden çiçekleri, geniş yaprakları vardır. geçmişten beri bitkisel tedavi alanında etkin şekilde kullanılan şifalı bir bitkidir.
Aslan pençesi güzel görünümü, 7-9 parmaklı olan yapraklarının kenarları dişli olur. Sapları yüksek olmasa da, sağlam yapılıdır. Sarımsı yeşil renkte olan yaprakları Mayıs ayından Haziran ayına kadar görülebilir. Bu aylar dışında da görülmeleri mümkün olabilir.
Çiçekleri açtığında tamamı toplanır, diğer zamanlarda sadece yaprakları toplanarak, gölge bir yerde kurutulur.
Aslan pençesi kullanım biçimleri
Çay olarak: 1 büyük fincan suyun içinde 1 tatlı kaşığı aslan pençesi koyularak,haşlanır,5-7 dakika demlenir, demlendikten sonra içilebilir. Günde 3 kere yemeklerden 10-15 dakika önce.
Kompres yaparak: Kuru bitki sıcak suda ıslatılır,. Bu hasta olan bölgeye tatbik edilir.
Aşağıda okuyacağınız yazı dizisi Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu'ndan alıntıdır.
Testere dişli arslanpençesini tüm aktarlarda bulmak mümkündür. Raf ömrünün bir yılı geçmemiş olması gerekir. Çünkü etki özelliğini ikinci yılda %75 kaybetmektedir. Onun en mükemmel olanları yaz ayları çok sıcak geçmeyen ve toprağı nemli olan bölgelerde ve gölgede yetişenleridir. Bol ışığı sever ama doğrudan üzerine gelen güneş ışığı ona göre değildir.
Testere dişili arslanpençesinin yaprakları terlemeye başlar veya yapraklarının üzerinde su kabarcıkları oluşmaya başlarsa biliniz ki o gün veya ertesi gün yağmur yağacak demektir. Eski çağların kadınları onu çok iyi tanırlar. Ani yağmur alan bölgelerde yaşayan kadınlar, kurutmak amacıyla dışarıya astıkları çamaşırlarını toplamadan önce testere dişli arslanpençesinin yapraklarına bakarlar, eğer yapraklar terlemeye başlamışlarsa, çamaşırlarını toplayıp öyle misafirliğe giderlerdi. Özellikle genç kızlar ve orta yaşlı bayanlar bu bitkinin yaprakları üzerinde biriken teri toplayıp yüzlerine sürerler, bu sayede taze ve parlak bir cilt kazanırlardı.
Ayrıca, testere dişli arslanpençesinin terleyen yaprakları üzerindeki su yaz aylarında oluşan çillere karşı mükemmel bir koruyucu ve önleyicidir. Yüzde oluşan çillerin yok olmasında oldukça etkilidir. Rönesans döneminin genç kadınları doğada dolaşırken bu bitkinin yaprakları terlemişse, hemen parmaklarıyla bu teri siler kendi yüzlerine sürerlerdi. Avrupa’da bugün dahi bunu yapan köylü kadınları vardır. Tarihe gömülmüş ve unutulup gitmiş o kadar çok doğa nimetleri var ki… Günümüzün insanı doğayı gözlemekten o kadar uzak ki…
Teknolojinin sunduğu sentetik (yapay) kimyasallara, bugün kozmetik sanayi ürünleri deniyor. Çeşit çeşit kremler, make-up’lar, temizleyici losyonlar, kapatıcı fondötenler ne kadar iyi olursa olsun, doğanın biz insanlara sunduğu doğal ürünlerle boy ölçüşemez. Ne acıdır ki, teknoloji doğayı gözlemleyen doğa bilimcilerinin yetişmesine fırsat vermiyor. Günümüzde, artık doğadan uzaklaşmış insan seliyle karşı karşıyayız.